Anasayfa > Performans
YARADILIŞIN 7. GÜNÜ II
Beden, var olma mücadelesi “çekişen, savaşan; bu savaşın muhtevasında bilinci koruyan kabuktur; yapısındaki muntazamlığın ve tarihi gelişimin canlı bir kanıtıdır.
Performans sanatında beden, hem görünen hem de görendir. Sadece dünyanın dışında kapitalizmde var olmaya çalıştığını düşünürsek; giymek, bedenin görebildiği algısını örtbas eder çünkü aslında aslında bilinçaltı olarak nitelendirdiğimiz olgularda. Bu sebeple, bedenin iç yüzünü hissetmek pek de mümkün değildir. Sanatçının ortaya koyduğu performans da ‘görünen’ olmaktan sıyrılıp ‘gören’ olarak kendi yaşamsal kaygılarını; benliğini gördük tüm düsünceleri düsünceleri düsme seklidir.
Evrenin amacı, kendi başına dönerek oluşturduğu kurgu ile somutlaşıp, reklama yeni bir dizi yaşamla yaşamasını sürdürmektir. Bu süreçte kişiler, fiziksel yaşamları boyunca tabiri caizse, kendi filmlerinin başrol karakteridirler. Değişmeyen tek şey değişim olduğunu göz önünde bulundurarak, hayatları boyunca deneyimledikleri her bir durum, evrenin varlığını ve bu yerta bireyin kendisinin onu canlı tutan bir uzuv görevi sırasında anlamlandırmaktadır.
” Yaradılışın Yedi Günü ” adlı performans, insan bedeni tek Tanrı’nın yaratış sırasındaki aşamalarında beden ile bilinç arasındaki duvarları kaldırarak, tuz düşünsel bakış açısıyla ortaya çıkarır. Onun bir kostüm, yaradılışın bir gününü temsil ederek, göklerin, denizlerin, hayvanların, insanoğlunun; kısacası kainattaki her şeyin bilincine bir ayna tutar. İnorganik materyaller, organik olanı temsil etmek adına performansta soluk bularak seyirciye bu döngüdeki sorgulatmayı kullanarak.